Yanlış adamlar ve Amy Winehouse

 

O sadece iki yanlış adamı sevdi..  Birini seçme şansı vardı, birini seçememişti.

Daha 18 aylıkken biri onu başka bir kadın için terk etti, diğeri ise gelecekte yine bir başka kadın  için terk edecekti.

Babasının eksikliğini hep hissetti bu aşabildiği bir durum değildi ve tedaviye başladı daha 13 yaşında anti-deprasan ilaçlarıyla tanıştı. Doğuştan yetenekliydi, eşsiz bir sese ve yazma yeteneğine sahipti. Caz’ı seviyordu, ruhunda onun ağırlığı vardı. Ailesinin yanından ayrıldığında kendini iyi hissediyordu, yazıyordu ve söylüyordu. Yaşamadığı hiçbir duyguyu aktarmadığını, aktarmayacağını ifade ediyordu. O hisleriyle hareket eden biriydi hiçbir zaman ünlü olacağını düşünmüyordu çünkü bu fikir onu korkutuyordu.Alkolü seviyordu, diğer adamlaa (Blake Fielter) bir barda tanıştı,özgür ruhluydu ve “Hayat kısa” diyordu. Blake’in başka biriyle ilişkisi vardı buna rağmen birlikteydiler. Bu sırada babası hayatına girmişti, kızı para kazanmaya başlamıştı bunu sezmişti ve sırf bunun için kızının yanındaymış gibi gözüktü oysa onun tek amacı paraydı. Amy ise bu durumdan memnundu babasını dinliyordu, tedavi olması gerektiği halde sırf babası onaylamadığı için tedaviyi reddetti.

Ve bir gün Blake sevgilisiyle devam edeceğini, Amy’i istemediğini söyledi. O andan sonra Amy derin bir bunalıma girdi, sürekli Blake’i arıyor, onu sevdiğini söylüyordu, onsuz yaşamayı kabul etmiyordu. Bekledi. Hastalıklı bir aşktı onun ki, babasını seçememişti ama bu sefer aşık olduğu adamı da seçemiyordu. Kendini toparlamak için daha çok yazmaya başladı ve Blake için ilk şarkısını “Back to black” yazdı. Röpportajlarında “yazmak kolay, her an yazabilirsin ama gurur duyacağın şeyleri yazmak zor”diyordu. Şarkının ardından Blake, Amy’e geri döndü, her yerde birlikteydiler bir süre sonra nişanlandılar, Blake onu gerçekten sevdiği için mi dönmüştü ?

Amy bulumiya nervoza hastasıydı ve alkol alması tehlikeliydi. Blake ile evlendiler ve bir süre sonra uyuşturucuya başladı, devam etmesini sebebi Blake’e göre Amy’nin negatif duygularından bu şekilde arındığıydı, 23 yaşında aşırı dozda aldığı gecenin ardından doktor bir daha böyle bir şeye kalkışırsa bünyesinin kaldıramayacağını söyledi. Babası kızının durumunu umursamıyor, çalışması için baskı yapıyordu. Amy’nin bu haline daha fazla dayanaman yakın arkadaşları ondan uzaklaştılar. Bir süre konserlerini iptal etti. Amy’nin gözü aşktan kör olmuştu, hayatına dair hiçbir fikri yoktu sadece yaşıyordu istediği buydu, istediği adamlaydı..Bir gece yine içerken Blake şişeyi kırdı ve kollarını kesmeye başladı, Amy yerinden kalkıp aynısı yapınca Blake neden böyle bir şey yaptığın sordu, Amy’nin cevabı acınas ve acizceydi “Sen ne yaparsan ben de onu yaparım.” o denli biz olmuşlardı, her şeyi birlikte yapıyorlardı.

Amy’ni ruh hali hiç iyi değildi, bir süre tedavi olmayı reddetti sonunda babasının da desteğiyle tedavi olmayı seçti, seanslara Blake ile gitmeyi şart koşarak.. Ama tedavide istekli olan sadece Amy idi. Konserlerine devam etti, Grammy ödülleri yaklaşırken alkol, uyuşturucu almayacağına dair sözleşme imzaladı ve sözünü tuttu. Törende ödülü kazanmıştı (Rehab), artık o kaldıramacayacağını bildiği üne kavuşmuştu.Her şeyden uzaklaştı, babasını yanında istedi ve babası kızın yanına gitti gitmesine ama kamera ve ekipmanlarıyla. Amy korkuyordu, kaçıyordu hatta utanıyordu. Başarısından utanacak kadar duygusal biriydi o ve kırılgandı da. Hep bir yanı eksikti…

Ve diyordu ki “Daima seni seveni incitirsin.”

Aşkı için yaptığı albümle ünlü oldu, aşık olduğu adam yüzünden de hayatından oldu. Blake hapse girdi, Amy iyice dağılmıştı tekrar alkole ve uyuşturucuya başladı. Babası bunun onun seçimi olduğunu söylüyordu, kızına destek yerine köstek olmaya devam ediyordu. Tony Berrret Amy ile çalışmaya başladı bu iyiye işaretti o güçlü sesli kadın iyileşmeye başılıyordu, idolü ile şarkı söylüyordu. Uyuşturucuyu bıraktı ama alkolü bırakmadı. Tonny onun çok başarılı olacağını biliyordu ve onunla çalışmaktan vazgeçmiyordu.

Uzun siyah saçlı, zayıf bu kadın yorulmuştu, artık hiçbir şey yapmak istemiyordu.

Arkadaşlarını yanına döndü, bazılarıyla konuştu ve yeniden bir şeyler yapabileceğini, şarkı söylemek istediğini söyledi. Her şey yoluna girecek gibi gözüküyordu, ertesi gün için en sevdiği arkadaşlarını arayıp onları görmek istediğini söyledi ve telefonu bir daha konuşmamak üzere kapadı. Ertesi sabah evinde, damarlarında yüksek miktarda alkolle uyurken bulundu, tekrar uyanamadı.

Nil Karaibrahimgil’de yazısında dediği gibi “Kiminle olduğunuz, kim olduğunuzdur.”

Parlayan yıldız söndü. Sesiyle hafızalarımızda yaşamaya devam ediyor. Amy belgeseli de tüm hayatını gözler önüne seriyor. Her şey çocuklukta başlıyor ve o zaman yaşanan şeyler tüm hayatımıza etki ediyor.

Belki hayatına doğru bir adam girseydi her şey farklı olabilirdi, o zaman o şarkılar yazılmamış ve biz onu tanımamış olabilirdik yine aynı yere çıkıyor sonuç;

Yaşanılan her şeyin bir sebebi var !

Yorum bırakın